Sivilay tarafından geleneksel olarak düzenlenen YESGE’nin bu ayki konuğu olan ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı

Tarih:

Yazıyı Paylaşın:

KENTSEL DÖNÜŞÜM VE KENTSEL YENİLEME

Kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme konusunda müthiş bir kavram karmaşası var. Konuşmamın özü; Bursa gibi tarihi bir kent bölgesinin nasıl geleceğe taşınacağıyla ilgili, bu bütünlük içerisinde olacak.

Aslında buna kentsel yenileme deniliyor. Kentsel dönüşüm, tarihi kent ya da esas kent dokusunun dışındaki kaçak yapılaşma alanlarında veya diğer alanlarındaki çöküntü bölgelerindeki dönüşümü ifade ederken; tarihi kent bölgesindeki iyileştirme, restorasyon, akla gelebilecek her türlü müdahale türüne kentsel yenileme diyoruz.

Türkiye’de bu nasıl yapılmaya çalışılıyor? Bursa’da ne yapılıyor? Çünkü biz Bursa’da ne yapıldığını, yapıldıktan sonra gören bir toplumuz. Genellikle başımıza geldikten sonra düşünmeye başlarız ve kentsel dönüşümün sonuçlarını da birer birer yaşamaya başlıyoruz.

Sonra da birdenbire Doğanbey Mahallesi çıkıyor ortaya. “Nereden çıktı bu?” demeye kimin hakkı var şimdi? Göz göre göre oldu işte, bundan sonra da olacak. Bu tehlikelerin hepsini görüyoruz.

KENTSEL DÖNÜŞÜM BİR REÇETE DEĞİLDİR

Bütün Avrupa kentlerinde kentsel dönüşüm ve yenileme yapılmaktadır. Çok güzel örnekleri vardır. Hepsi birbirinden farklıdır, çünkü her kentin kendine özgü bir kentsel dönüşüm hikayesi vardır.

Dolayısıyla kentsel dönüşüm bir reçete değildir. Sanayi alanları, depolar, antrepolar, limanlar; şehir büyüdüğü zaman kent merkezinde kaldıkları için bu alanlar kentsel yaşama yeni fonksiyonlarla katılır.

Kentsel dönüşüm aslında bunun projesidir. Genellikle büyüyen kentte eksilen donatı alanlarını ikame etmeye yöneliktir. Bu proje bir rant alanı değil, kentin eksiklerini tamamlayan donatı alanları olarak — kültür, sanat, rekreasyon gibi — değerlendirilmelidir.

Bizde buna benzeyen örnekler yalnızca Ankara’daki Portakal Çiçeği Vadisi ve Dikmen Vadisi projeleridir.

KENTSEL YENİLEME VE TARİHİ KENTLER

Kentsel yenilemede ise tarihi kent merkezinin modern yaşama uygun hale getirilmesi, kültür mirasının değerli fiziksel mekanlarının toplumla birlikte yaşaması, toplumun kültürel kimliğinin korunduğu alanlarda yeni değerler üretilmesi amaçlanır.

Dolayısıyla bu iki kavramı birlikte ele almak gerekir. Bursa’da bu işler nasıl olmuş, nasıl oluyor ve gelecekte nasıl olacak ona bakarken, şunu hatırlayalım:

“Her kentin kendi projesi vardır ve o proje, o kentin kimliği üzerine oturur.”

BURSA NASIL BİR KENTTİ?

Önce Bursa’yı masaya yatırmak gerekiyor. Kentsel dönüşüm-yenileme yapılacak kent, herkesin içinde yaşadığı Bursa mı? Yoksa başka bir şey miydi?

Bursa’yı anlatırken ben hep önce Ahmet Hamdi Tanpınar’a söz veririm. Tanpınar der ki:

“Şimdiye kadar gördüğüm şehirler içinde Bursa kadar muayyen bir devrin malı olan bir başkasını hatırlamıyorum… Uğradığı değişiklikler ve felaketler ne olursa olsun o hep ilk kuruluş çağının havasını saklar.”

Ve bu fikri genişleterek, “Bursa’da bir ikinci zaman vardır” der. Bursa’daki bu ikinci zamanı, kuruluş devrinin büyüsüne bağlar.

BURSA’NIN MANEVİ ÇEHRESİ

Evliya Çelebi, Bursa için “Bursa ruhaniyetli bir şehirdir” der. Yani Bursa’nın gelişmesinde bir ruh vardır.

Ve sözü sonunda şöyle bitirir:

“Velhasıl Bursa sudan ibarettir.”

Su, bereket demektir; yeşil, ova, Uludağ, göller, akarsular demektir. Doğayla insanın işbirliğinin ürünü olan büyük uygarlık izleri Bursa’da görülür. Çünkü uygarlık, doğa ile tarihin işbirliğiyle gelir.

KALE KENT BURSA

1326’da Osmanlı Bursa’yı aldığında, çevredeki kentlerden çok daha önemsiz bir garnizon kentiydi. Romalılardan kaçan Kartaca Kralı Hannibal’ın önerisiyle bir savunma kenti olarak kurulmuştu.

Bursa on yıl süren kuşatma sonunda, para karşılığında Osmanlı’ya teslim edilmiştir. Yani Bursa fethedilmemiştir.

Osmanlı döneminde Bursa inşa edilmeye başlanır. Sultan Orhan, Hüdavendigar, Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet ve II. Murat dönemlerinde külliyeler, camiler, çarşılar, mahalleler kurulmuştur.

Her padişah kendi semtini inşa ederken aslında bir şehir medeniyeti inşa etmiştir.

BURSA EVİ VE OSMANLI ŞEHİRCİLİĞİ

Bu dönemde Osmanlı ev yapmayı, mahalle kurmayı, çarşı oluşturmayı öğrenmiştir.
Bursa Evi, Türk Evi’nin kökenidir. Bursa’da denenmiş ve sonra bütün Osmanlı coğrafyasına ihraç edilmiştir.

Saraybosna’da, Ohri’de, Balkanlar’ın her yerinde Bursa’yı görmek mümkündür. Model hep Bursa’dır.

OSMANLININ DİBACESİ YANDI

1855 Bursa Depremi ve yangını büyük bir felakettir. Tarihçi Cevdet Paşa, efsanevi Bursa’nın tamamen yıkıldığını yazar.

Bu felaket için Keçecizade Fuat Paşa şöyle der:

“Osmanlı’nın dibacesi yandı.”

Tanzimat dönemiyle birlikte Bursa yeniden imar edilir, şehir baştan inşa edilir.

CUMHURİYET DÖNEMİ VE MİMARİ

Cumhuriyet döneminde Atatürk devrimlerinin bir parçası olarak mimarlık alanında da büyük adımlar atılmıştır.
Arif Hikmet Koyunoğlu (Tayyare Kültür Merkezi, Ankara Palas, Etnografya Müzesi), ulusal mimarlığın öncü ismidir.

Aynı dönemde Merinos, İpekiş, Suni İpek fabrikaları; kamu binaları ve modern sanayi yapıları, Cumhuriyet’in mimari ruhunu Bursa’ya kazandırmıştır.

BÜYÜK YANGIN VE PİCCİNATO

1958 Kapalıçarşı Yangını Bursa için yeni bir dönüm noktasıdır. O dönemde dünyaca ünlü şehir plancısı Luigi Piccinato Bursa’ya gelir.

Bursa’ya hayran olur. “Yeni Bursa’yı, Osmanlı Bursa’sına eklemledim,” der.
Piccinato’nun planı, Osmanlı dokusuna zarar vermeden modern kenti onun yanına eklemeyi hedefler.

Ancak bu plan, yıllar sonra unutulur, yok olur. Bursa, tarihinin en önemli fırsatını kaçırır.

BURSA’NIN YIKILAN MİRASI

Ben 1951 yılında Osmanlı Bursa’sında, Altıparmak’taki Yağcı Cemal Köşkü’nde doğdum.
O köşk yıkıldı, yerine SSK binaları yapıldı; onlar da yıkıldı, yerine BTSO binası yapıldı.
Yıkmalara doyamıyoruz.

Her mahallenin altında bir tarih, bir kültür, bir hafıza yatarken; biz her şeyi yıkıp yeniden yapmaya devam ettik.

BURSA’NIN KORUNMA MÜCADELESİ

1980’lerde Bursa Mimarlar Odası olarak Bursa’nın evlerini koruma projesi başlattık. Cumalıkızık yeniden gündeme taşındı.
O yıllarda Bursa için “Bursa ölmüş, cenazesini kaldırmaya geldik,” deniliyordu.

Koruma mücadelesi Ekrem Barışık döneminde başladı. Onun döneminde Sultanlar Şehri Bursa’nın tarihi yaya aksı projesi geliştirildi.
Bugün “Kültür Yolu” adıyla anılan bu proje o yıllarda ortaya çıktı.

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ VE ÇEKÜL

1980’lerden itibaren başlayan bu hareket, ÇEKÜL Vakfı’nın kurulmasına zemin hazırladı.
1992’de “Tarihi Kentler Birliği”nin temelleri atıldı.
2000 yılında Bursa’da resmen kuruldu.

Bu dönemde Cumalıkızık dünya gündemine taşındı, Ağa Han Mimarlık Ödülleri ile uluslararası bir tanınırlık kazandı.

BURSA’YI KİM ÖLDÜRDÜ?

1958’den sonra Bursa, Bitinya’dan Osmanlı’ya, Cumhuriyet’ten Piccinato’ya uzanan tüm tarihsel mirasını kaybetti.
“Kim öldürdü Bursa’yı?” sorusunun cevabı: Biz!

Bursa’nın tarihini bilen kimse kalmadı, planlar yok edildi, belgeler kayboldu.
Bugün o mirastan geriye sadece hatıralar kaldı.

UNESCO DÜNYA MİRASI

Bursa UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girdi, ama bu ne kadar gerçek bir değerlendirmeydi?
Cumalıkızık’ın yanından Doğanbey Mahallesi’ne bakıldığında, bir çelişki değil midir bu?

Gerçek bir denetim yapılsa Bursa değil ödül almak, cezalandırılırdı.

SUÇLU BİR KUŞAĞIZ

Biz, kendi elleriyle kendi kentini yıkan bir kuşağız.
“Yıktığımız daha çoktur yaptığımızdan.”

Osmanlı başkentini apartmanlarla doldurduk, ahşap evlerimizi yok ettik.
Kültürel mirasımıza sahip çıkmadık.

İNŞAATÇI BİR DÖNEMDE YAŞIYORUZ

Bugün “inşaatçı bir dönem”de yaşıyoruz.
Rant, imar, yükselme, genişleme… Hep en büyük, en fazla, en yüksek peşindeyiz.

Oysa Bursa’nın devamı bu değildir. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde toplumsal yarar ön plandaydı.
Bugün hiçbir kamu yararı gözetilmeden, sadece beton konuşuyor.

SON SÖZ

Bursa, çok dikkat edilmesi gereken bir kenttir.
Kültür mirasımızı korumak, evrensel bir görevdir.

Ama muhafazakâr iktidarlar hep “yeni” şeyler yapmak istiyor.
Oysa korumak, değişimin de esas dinamiğidir.

“Bursa’yı sevelim,” der Tanpınar,
“Çünkü ancak sevdiğimiz şeyler bizimle birlikte yaşarlar.
Ve bizimle birlikte yaşadıkları için bizimle birlikte değişirler.”

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Benzer Yazılar

Bursa Sivil Toplum Derneği’nin geleneksel hale gelen “2016 Yılı Sivilay Kente Katkı Ödülleri” Nilüfer Dernekler Yerleşkesi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu

SİVİLAY 2016 Yılı “Kente Katkı Ödülleri” Sahiplerini Buldu Bursa Sivil Toplum Derneği’nin (SİVİLAY) geleneksel hale gelen “Kente Katkı Ödülleri”nin...

Bursa Sivil Toplum Derneği’nin geleneksel hale gelen 2012 yılı

SİVİLAY 2012 Yılı “Kente Katkı Ödülleri” Sahiplerini Buldu Bursa Sivil Toplum Derneği (SİVİLAY) tarafından geleneksel hale getirilen Kente Katkı...

Bursa Sivil Toplum Derneği’nin geleneksel hale gelen “2015 Yılı Sivilay Kente Katkı Ödülleri” açıklandı

Bursa Sivil Toplum Derneği (SİVİLAY) tarafından geleneksel hale getirilen “Kente Katkı Ödülleri”nin 2015 yılı sahipleri belli oldu. SİVİLAY Başkanı...

Bursa Sivilay Derneği, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ne yapılması planlanan kömürlü termik santral hakkında

Kömürlü termik santral yapılması planlanan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB)’na mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişinin yaptığı ziyaret ve incelemelerin...